Genel Müdürümüz Mahir SEVİNÇ, Çanakkale Olay Gazetesi'ne verdiği röportajda gündeme dair konuları değerlendirdi.
Bildiğimiz kadarıyla uzun yıllar demir-çelik sektöründe çalıştınız, sonrasında ise gemicilik sektörüyle iştigal ettiniz. Öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
"İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunuyum. Üniversiteyi bitirdikten sonra iş hayatına demir-çelik sektöründe başladım. 1990 yılından itibaren demir-çelik sektöründeki çeşitli departmanlarda yönetici düzeyinde, dış ticaret alanında çalıştım. Gemicilik sektörüyle de dış ticaretle uğraştığım dönemlerde iştigal ettim. Çalıştığım şirkette, denizcilik sektöründe olmasa da “Kapasitemiz büyük, gemi alalım. Bu sektörde de, en az fabrika kadar kazanç elde ederiz” şeklinde bir öngörüm vardı. Ama şirket yapısı itibariyle sektörün dışına çıkmak istenmedi. Bizim de hep bir hevesimiz vardı. Sonra genç yaşımıza rağmen, Kardemir Karabük Demir-Çelik’te yönetim kurulu üyeliği görevine getirildim. Orada da Türkiye’nin ilk özel sektör yatırımlarında imzamız oldu. Kardemir özelleştirildikten sonra yapılan yatırımlar özel sektör yatırımları diye adlandırılır. Yüzde yüz borsaya, halka açık bir şirket. Sonrasında da o görevim bittiğinde gemi alımı noktasında planlarım vardı. 2010 yılında birkaç arkadaş bir araya geldik ve bir gemi aldık. Sonra gemi alımları devam etti ve birkaç gemimiz oldu. Koşullar itibariyle peyderpey denizcilik sektöründen ayrıldım. Denizcilik şirketinde de yönetici ortak genel müdür olarak görev aldım. Sonra denizcilik sektöründen ayrıldıktan sonra enerji sektöründe yatırımlarım oldu."
Kısa bir süre önce göreve başladınız. Göreve geldiğiniz ilk dönemde nasıl bir şirket yapısı ile karşılaştınız, dikkatinizi çeken ilk ne oldu?
"GESTAŞ’ta göreve geldiğimizde önce şirketin finansal olarak fotoğrafını çektik. ‘Ne yapabiliriz?’ konusu üzerine kafa yorduk. Burada bizim ödeme kalemleri içerisinde en ciddi ödememiz, gemi kiralama bedelleridir. Bu işin böyle yürüyemeyeceğini gördük, bizim bu şirkete gemi kazandırmamız gerekiyordu. Çünkü bu şirket bugüne kadar 6 tane büyük gemi kiralamış, o 6 büyük geminin kiralarını da mükemmel bir şekilde ödemiş. Tabi gemi kiraları hep dolar ve euro olarak alınıyor. Dolayısıyla ben dolar olarak kira öderken, Türkiye’de öngörülemeyen kur artışları ile bu rakamlar çok yüksek bir noktaya ulaştı. Yani biz, 10 yılda 6 gemiye TL cinsinden 400 milyon TL gibi bir meblağ ödemişiz."
Göreve gelişinizin hemen ardından gemi kiralama ücretlerini yüksek buldunuz ve gemi satın alma konusu üzerinde durdunuz. Bu da kentte bir tartışma konusu oldu. Bu işin aslı nedir?
Ben şimdi İl Genel Meclisi’nden 4 gemiyi satın almak için 100 milyon TL borçlanma yetkisi istiyorum. Sıfır gemi olmak zorunda değil. Benim ihtiyaçlarımı 10-15 yaşında bakımlı bir gemi de karşılayabilir. 400 milyon TL kiralama bedeli, çok büyük bir rakam. Ben bu nedenle feryat ediyorum; “Bugüne kadar çok büyük rakamlar ödemişiz, gelin bu rakamları bundan sonra ödemeyelim. Kendi gemilerimizi alalım.”
"Biz bu müşteri potansiyeli ile bu rakamları ödeyebiliyorsak, kendi gemimizi de alabiliriz. Bu, Çanakkale’nin malı olsun istiyorum. Çünkü bu şirketin Çanakkale nüfusuyla eşdeğer 550 bin ortağı var. Biz öncelikle 550 bin kişiye hizmet ediyoruz. Bu şirket, Özel İdare’nin bir şirketi. Çanakkale İl Özel İdaresi de Çanakkalelilerin öz malıdır. GESTAŞ, Çanakkalelilerin, 550 bin kişinin ortak olduğu bir şirkettir. Ben hadiseye bu perspektiften bakıyorum."
İl Genel Meclisi ile fikir ayrılığı nasıl başladı? İl Genel Meclisi CHP Grubu da özetle 'GESTAŞ şeffaf değil' diyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
"Şirket yönetenler bilirler ki, yatırım yapacağınız fizibilitenin maliyet değerlerini ortaya koyarsınız. Mukayese güncel kira bedelleri üzerinden yapılır. Ben diyorum ki İl Genel Meclisi üyelerine; “Ben bir gemi için 550 bin TL kira ödüyorum. Eğer bana gemi alma fırsatı verirseniz, ben her gemi için 350 bin TL taksit ödeyebilirim ve bunu da 6-7 yıllık bir periyotta öderim, GESTAŞ'ın kendi malı olur. Tabi dolayısıyla %99.87 ortağı olduğu için Çanakkale İl Özel İdaresi'nin de malı olur. Ben bilgi ve belge aktarılmadı iddialarını çok doğru bulmuyorum açıkçası. İnanmak isteyen söze de inanır, inanmak istemeyen belgeye de inanmaz. Ben İl Genel Meclisi üyelerimizin, hangi partiden olursa olsun, benim söylediklerimin doğruluğuna veyahut da samimiyetime inandıklarını düşünüyorum. Çünkü birebir temaslarımızda, grup olarak konuşmalarımızda, kendileri teşekkür ettiler, düzgün bilgilendirdiğimi ifade ettiler. Ama, anlamayıp da ‘ne gereği var? Yine de kiralayalım’ diyenlere de şunu söyledim; “Sizin, 5500 lira kira ödediğinizin bir eviniz var, bankacının biri gelip diyor ki, ‘Bu apartmanda bir daire satılık, 5500 lira kira ödemeyin, 3500 lira bankaya kredi taksiti ödeyin.’ Siz, bu teklife rağmen 5500 lira kira ödemeyi mi tercih edersiniz, yoksa 3500 lira ödeyip bir müddet sonra, taksitler bittiğinde malın tamamı sizin olacak bir satın alma işlemini mi tercih edersiniz? Bunda anlaşılmayacak ne var? Ne yapmak istediklerini ben anlamış değilim. 550 bin lira kira ödenirken, niye 350 bin lira taksit ödenmesine karşı çıkıyorsunuz diye kendilerine sormak lazım."
CHP Grubu ikna mı olmuyor?
"Benden belge istediler, ben klasörlerle evrakları yaptım ve komisyondaki arkadaşlarımıza götürdüm. Arkadaşlarımız ikna oldular. Ama o komisyon değiştirildi sonradan. Yani konuştuğumuzda ikna oluyorlar. Ancak ben grup kararı alınıyor diye düşünüyorum. Grup kararında ‘hayır’ diyorlar. Birebir konuştuğumuzda ‘hayır’ diyen görmedim açıkçası. Bizim aylık 550 bin TL vererek kiraladığımız mevcut gemiler 85 otomobil kapasitesinde. Biz bir gemi kiraladık, 120 otomobil kapasiteli ve 325 bin lira. Biz başarılı bir kiralama yaptık. Mecliste ‘yine kirala’ dediler. Şimdi 325 bin lira kira ödüyorum, ben o gemiyi 350 bin lira taksitle satın da alabilirim. Niye ille de ‘kirala’ anlamış değilim."
Bir de 'Hazırda bekleyen 4 gemi' iddiaları var, bu konuda ne söylersiniz?
"Sağda solda duyuyoruz, ‘Bu Genel Müdür denizcilik sektöründen geldi, İstanbul’da 4 tane gemi satın aldırmış, bir yerlerde duruyor, onları alıp getirecek ve burada çalıştıracak…’ Dedim ki; nerede varsa, lütfen bana gemilerin nerede olduğunu söyleyin. Böyle bir gemi yok. Kaldı ki, biz gemi satın alma yoluna gittiğimiz zaman, ihaleye çıkacağız. “4 gemi hazırmış, bekletiliyormuş” diyenlerin bilmediği konu o! Bizim hedefimiz GESTAŞ’a kazandırmak. Kazandırırken de şirket kendi gemilerinin de sahibi olsun…"
"Ben sektörü bilen bir insanım. Lapseki-Gelibolu hattında çalışan Selimiye gemisini, bildiğimiz bir firmadan kiraladık. Şirket, kendisine daha yeni bir gemi satın aldı, o yeni gemiye de hat izni almak istedi. Devlet de o hatta gemi sayısının artırımına izin vermedi. Onlar 4 gemilik filolarından Selimiye isimli gemiyi çıkarıp, yeni aldıkları gemiyi 4. gemi olarak hatlarına eklediler. Ben de bu sebeple Selimiye gemisinin boşa çıktığını biliyordum. O yüzden sektörde çok fazla duyulmadan kiralama yapılmasını sağladık."
GESTAŞ filosuyla ilgili bilgi verir misiniz?
"GESTAŞ’ın 17 gemisi var. İkisi GESTAŞ, dördü Özel İdare mülkiyetinde olmak üzere, 6 gemi şirketin kendi malı, kalan 11 gemi ise kiralık. Ben bütün gemileri satın alalım demiyorum, 3 tane 4 tane satın alalım. O nedenle biz yüksek kira bedeli olan gemilerden birinin kira sözleşmesi bittiğinde ‘tekrar kiralama yapmayacağız’ dedik ve gelen tekliflerin içerisinde en düşük fiyat ve en büyük kapasitesi olan gemiyi tercih ettik."
Nasıl bir gemi alma planınız var?
"Selimiye gemisi, bizim de satın almak istediğimiz gemi tipinde bir gemi. Çünkü 4 ayrı makinesi olması nedeniyle makinelerden birisi arıza yaptığı zaman emniyetli ve güvenli seyir imkanı sunmakta, bunun yanında bakım onarım süreleri minimuma düşmektedir. Dolayısıyla ben orada bakım onarım süresi için uzun zaman kaybetmiyorum. Ancak iki makineli mevcut gemilerin makinesinin biri arıza yaptığı zaman, parça kırdığı zaman, o gemi denizin ortasında kalıyor ve risk yaşıyoruz. Bizim o tip gemilerden birisi bir yılda 59 gün hiç çalışmamış. Parçası kırılmış, yurt dışından sipariş verilmiş, bu da zaman almış. Ortalamada da o tür arızalardan dolayı bir gemi, yılda 25-30 gün çalışmıyor. Biz 12 ay kira ödüyoruz ama 11 ay çalıştırabiliyoruz."
"Şirketin belini büken, bizim gemilere aylık 550 bin lira mertebesinde kira ödüyor olmamız. Bu çok yıkıcı… Neden Selimiye tipi gemiler? Kapasitesi daha fazla, yakıtı daha düşük… 150 bin lira gibi aylık daha tasarruflu. 150 bin lira, yılda yapıyor 1 milyon 800 bin lira… Biri 85 otomobil taşıyor diğeri 120. Arada 35 otomobillik fark var! Ben bir gemiyi günde 20 kez çalıştırabiliyorum Lapseki hattında… 30 araçtan 20 sefer yapsam 600 araç yapar, araç başına 50 lira alsam, ayda 900 bin lira. Ben bunların hesabını yaparken, hadi yarısı da yanlış hesap olsun… 1 milyon lira değil de 500 bin lira kazandırsın bize!… Neden ben o kirası yüksek, araç kapasitesi düşük gemiye mahkum olayım."
GESTAŞ, kentin en önemli istihdam alanlarından birisi. Kaç personeliniz var?
"550 personelimiz var. Gemilerimiz 24 saat esasına göre çalışıyor. Gemilerin standart olarak çalıştırması gereken; kaptan, ikinci kaptan, çarkçı başı, yağcı, gemici, vardiya zabiti gibi personellerimiz var. Gemilerde personel tasarrufu gibi bir durum söz konusu değil."
"Vardiya sistemine göre çalışıyor gemilerimiz. Bizim bir gemide iki kat personelimiz var. 16 gemimiz, dolayısıyla bizim 32 gemimiz var gibi düşüneceğiz. 32 gemide de ortalama 8 personelimiz olsa, 240-250 personel eder. Gemilerin dışında karada da ekiplerimiz var; gişecimiz, güvenliğimiz, temizlik personelimiz, gemilerin yüklenmesi ile alakalı meydancı dediğimiz istifçi arkadaşlarımız var. Vardiya sistemiyle çalışıldığı da düşünüldüğünde ciddi bir istihdam gücü ortaya çıkıyor."
"Bizim 550 personelimiz standart, yazın da iş yoğunluğunda dönemsel personel istihdamıyla çalışan sayılarında artış oluyor. Çünkü bizim için işin sağlıklı yürümesi ve sürat önemli. Ayrıca hatlarımızda sefer optimizasyonları yapmaya başladık. Yani sadece yatırımcı mantalitesi ile sadece gemi alıp finansman modellemelerini iyileştirmenin yanında, kendi kıt imkanlarımızla en iyi kazançları sağlamayı ve en iyi yolcu konforunu artırıcı opitimizasyonları nasıl yapabileceğimizi de düşünüyoruz. Bunun bir örneği sıradan satış. Sadece gişede ödeme alırsanız, her kamyon, her otomobil, gişede beklerken ciddi zaman harcanıyor. Onunla uğraşmak yerine, şimdi biz, sıradan bilet kesme yöntemini geliştiriyoruz. Bununla alakalı yatırım yaptık. Bir yazılım geliştirdik. O da son haline geldi, arkadaşlar sunumunu da yaptılar. Yani biz aynı zamanda, yolcularımızın sırada zaman kaybetmemelerini, kısa sürede gemiye binerek geçiş yapmalarını sağlamayı amaçlıyoruz."
GESTAŞ'ı ve çalışma prensiplerinizi nasıl tarif edersiniz?
"Bizim sahadaki personelimiz gerçekten çok yetişkin ve iletişim kanallarımız çok ciddi bir şekilde açık. Ben, o konuda çok duyarlıyım; personel eğitiminde, yolcu konforunda, sürücü konforunda, kaliteli hizmet noktasında personelimizin yolcularımıza yönelik davranışları konusunda titiz davranıyoruz. Kaliteyi, toplam kalite olarak görüyoruz. Yani çok hızlı, iyi gemilerle hizmet verseniz bile, personel-yolcu diyalogları insani boyutun dışında olduğunda hiçbir anlamı kalmıyor. Yolcularla diyaloglar konusunda çok ciddi eğitimlerimiz var. Personelimizin sadece yolcularımızla diyaloglarında değil, aynı zamanda kendi aralarındaki diyalogları ve kişisel bakımları noktasında da oldukça titiz davranıyoruz. Yolcularımız her şeyden önce insan, her şeyden önce misafirimiz ve her şeyden önce bizim patronumuzdur. Paramızı veren müşterilerimiz, yolcularımızdır. Dolayısıyla bizim patronumuz onlardır, onlar bizim en değerlimizdir. İnsan seçme, yolcu seçme, yolcu ayrımı gibi bir tavrımız kesinlikle olamaz. Her kim olursa olsun, hangi tip aracı kullanırsa kullansın, nasıl giyinirse giyinsin, herkes bizim için eşit ölçüde ve aynı konforu hak etmektedir. Yani, kamyoncu yolcumuz ile son model lüks bir Mercedes sürücüsü bizim için birbirinden farksızdır… Kesinlikle müşteri ayrımı hiçbir aracımızda ve hattımızda söz konusu olmamıştır, olmayacaktır da. İnsanların, özellikle şehir dışından gelen misafirlerimizin Çanakkale ile ilk temas ettikleri nokta GESTAŞ’tır! GESTAŞ ailesi de buna uygun, bunun bilincinde olarak hizmet vermeyi sürdürecektir. Tüm GESTAŞ personeli güler yüzlü, misafirperver ve saygıdeğerdir. Bu tutum da insanların Çanakkale’ye yönelik bakış açılarını belirleyecektir."
Bir de Boğaz Köprüsü olayı var, GESTAŞ'ı nasıl etkileyeceğini düşünüyor musunuz?
"Boğaz Köprüsü konusunda ilk bakıldığında, ürkütücü bir şekilde, GESTAŞ’ın yolcu ve araç sayısını azaltacağı ile alakalı bir tahminimiz olabilir. Ama bu çok ilmi değil. Bir kere Çanakkale’yi insanlar neden tercih ediyorlar; öncelikle Ege ve Akdeniz Bölgesi bizi, Avrupa’ya geçiş için tercih ediyor. Ama İzmir yönünden gelenler, boğaz geçişi konusunda zorlanıyor. Boğaz Köprüsü yapıldığında, ayaklarının birisi Savaştepe’ye çıkacak. İzmir istikametinden gelen kamyonlar ve sürücüler için de Bandırma’ya gidip, yeniden Bandırma üzerinden geri gelmek büyük bir eziyet olacak. Ama şimdi İstanbul’a gidip Balıkesir’e devam eden biri şöyle düşünecek; “Bursa’yı geçtim, Osman Gazi Köprüsü, sonra Yavuz Sultan Selim Köprüsü… Ve bu güzergahın hepsinde yoğun bir trafik var. Hem Yavuz Sultan Selim Köprüsü çok pahalı, hem de trafik yoğunluğu var.” Ancak, Savaştepe’den Balıkesir’den direkt Çanakkale’ye otoyol olduğu taktirde, niye İstanbul’un trafik yoğunluğuna girsin! O nedenle de insanlar Çanakkale’ye tercih edecek. Çanakkale’ye geldiklerinde de bütçelerine bakacak, ona göre gemi veya köprü arasında tercihini yapacak."
"Seyahat bütçesi ayıranlar, tatile gidenler, konforlu bir tatile giderken konforlu bir yolculuk da yapmak isteyecekler. Dolayısıyla da Boğaz Köprüsü tercih edilecek. Ama ben ticaret yapan birisi olsam, köprüye geldiğimde bir muhasebe yapacağım. Mali açıdan düşünerek yarım saat vakit harcayarak gemiden geçmeyi tercih edecektir. Uzun vadede Çanakkale Köprüsünün, bölgeye getireceği lojistik imkanlar ile bu bölgenin ekonomik aktivitesinin çarpan etkisiyle çok daha büyük seviyelere ulaşacağını, buradaki sirkülasyonun artmasından kaynaklı, başlarda yaşanan yüzde 20-30’luk kaybın giderileceğini ve taşınan araç sayısında mevcut durumun da üzerine çıkılacağını düşünebiliriz… ‘Köprüyle ciro kaybınız olacak, neden gemi alıyorsunuz’ diye soranlara da bu da bir cevabımız olsun. Biz çok büyük bir kayıp beklemiyoruz."
Son olarak, tabi ki en önemli gündemlerinizden biri GESTAŞ-İl Genel Meclisi arasındaki fikir ayrılığı... Bu konuda son olarak ne söylemek istersiniz?
"Ben İl Genel Meclisi üyelerimizin ferasetine inanıyorum. Dosya yeniden İl Genel Meclisi’nde gündeme gelecek. Burada Çanakkale’nin kendi şirketine pozitif ayrımcılık gösterirler diye düşünüyorum. RES’te İstanbul şirketine gösterdikleri pozitif ayrımcılığı Çanakkale’nin kendi şirketlerine de göstereceklerdir diye tahmin ediyorum."
Önümüzdeki döneme ilişkin en önemli projeniz nedir?
"Biz GESTAŞ’ın yeni hatları ile ilgili olarak da çalışmalar yapıyoruz. Ama bu konu şu anda çok taze ve stratejik bir durumda. O nedenle çok bilgi vermeyeyim, ama çalışmalarımız yoğun bir biçimde devam ediyor."